HcFan
Üye Ol / Giriş Yap
HcFan
Üye Ol / Giriş Yap
HcFan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HcFan

HcFan Hayko Cepkin hakkında paylaşımlar bulabileceğiniz bir platform.
 
AnasayfaAna SayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 'Ölümden korkmayan biri olmak istiyorum' Milliyet 27,02,2010

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Hayko Cepkin

Hayko Cepkin


Mesaj Sayısı : 540
Points : 1597
Kayıt tarihi : 20/02/10
Nerden : Kütahya

'Ölümden korkmayan biri olmak istiyorum' Milliyet 27,02,2010 Empty
MesajKonu: 'Ölümden korkmayan biri olmak istiyorum' Milliyet 27,02,2010   'Ölümden korkmayan biri olmak istiyorum' Milliyet 27,02,2010 Icon_minitimeSalı Mart 09, 2010 2:31 pm

Hayko Cepkin yeni albümünde ölümle derdini anlatıyor: “İnsanoğlu hep ölümü konuşur, merak eder. Ölümden korkmayan adam ise her şeyi aşmıştır. Ben de o mertebeye ulaşmak istiyorum”
Onu nefret ettiği kelimelerle anlatmak gerekirse farklı “imajı” ve “marjinal” tavırlarıyla müzik piyasasında kendine has bir yer edinen Hayko Cepkin’in üçüncü albümü çıktı. “Sandık” isimli bu albümde Cepkin ölümü anlatıyor ve onu kabullenmenin yollarını arıyor. Onunla Plak şirketi EMI’nin ofisinde bir araya geldik. Sahnedeki agresif adamı bir kenara bırakırsak Cepkin, Ajda bardağında sütlü neskafesini içerken sizi gülmekten gözyaşlarına boğan, kendisiyle dalga geçmeyi iyi beceren ve kısa cümlelerle çok şey anlatabilen nev-i şahsına münhasır biri.


Üçüncü albümünüz “Sandık” çıktı. Önceki albümde korkuyu anlatan, korkuyla yüzleşmeyi konu alan şarkılarınız vardı. Bu albümde ne anlatıyorsunuz?
O dönem korkularımdan arınmak, onlarla yüzleşmek istiyordum ve ortaya “Tanışma Bitti” albümü çıktı. Şimdi de ölümle derdim var. Ölümü kabullenme aşamasındayım. “Sandık”ta da bunu anlatıyorum. “Bu benim sandığım, benim tabutum. Hazır olsun, elbet bir gün içi dolar” diyorum.

Ölümden çok mu korkuyorsunuz?
Çok değil ama kim korkmaz ki? Arkadaş ortamlarında bile konuşulur bu. “Nasıl öleceğiz acaba? Ona buna muhtaç olmasak, pat diye uykuda gitsek” falan. Yani insanoğlu ölümü hep konuşur, hep merak eder. Ne biliyoruz uykuda gidenin acı çekmediğini? Bilmiyoruz ama inanmak istiyoruz. Ölümden korkmayan adam her şeyi aşmıştır. Ben de
o mertebeye ulaşmak istiyorum.

“Müzikal anlamda bugüne kadar ne planladıysam oldu”

“Üçüncü albüm çok sert ve arabesk olacak” demişsiniz. Biliyor muydunuz ölüm hakkında şarkılar hazırlayacağınızı?
Normalde insanlar bir albüm hazırlarken sonrakinde ne anlatacağını, nasıl vokaller olacağını, sertliğini, hızını yani dokusunu
tam olarak bilmezler ama ben bilirim. Birinci albümünü hazırlarken üçüncüde bu noktaya geleceğimi biliyordum. Şu an dördüncü ve beşinci albümlerin ruhuna dair fikirlerim de var. Hayatta evdeki hesabın çarşıya uymadığı zamanlar oluyor tabii ama müzikal anlamda hiç yaşamadım. Ne planladıysam oldu.

“Hayatımın dingin bir dönemini yaşıyorum”

Albümdeki bazı parçalar çok sert, bazılarıysa çok yumuşak...
“Piyasaya öyle bir gireceğim ki yer yerinden oynayacak. İnsanlar ne olduğunu şaşıracak” gibi bir derdim olsaydı önce altıncı ve yedinci şarkılara klip çekerdim. Ki yüksek ihtimalle sözlerden ötürü hiçbir kanal yayımlayamazdı. Öyle bir derdim yok, şu an hayatımın dingin bir dönemini yaşıyorum. Sakin olmayı başardım. İyi ki başardım, yoksa hırslarına çabuk yenilip zarar görebilecek bir adamım. Kısacası bu sakinliğimin şerefine albümdeki parçalarımı en sakininden en sinirlisine göre sıraladım, dinleyince yokuş yukarı tepeye tırmanıyor gibi hissediyorsunuz. Son parçada da devreye klasik müzik giriyor. Çok yüksek bir tepeye tırmanıp, yolu bitirdim derken pat diye düşmek gibi, şaşırtıcı.


“Kadınlara şarkı yazmadım çünkü yeterince mistik değiller”
“Hiçbir kadına şarkı yazmadım” demişsiniz. Bu albümde de yok mu?
Yok. Bunun özel bir nedeni de yok, kendime yakıştıramıyorum diyelim. Şu an görevim bu değil çünkü kadın neticede çok da mistik bir şey değil. Ben daha mistik konularla ilgileniyorum, en azından hayatımın şu döneminde. Balık olsaydım isimli parçada “İnan ki çözümüm seninle değil” diye bir laf var mesela. Orada da bir kadına değil tanrıya gönderme yapıyorum.



“Abi sesin normal, normal konuşuyorsun”
Sinirli haliniz yüzünden insanlar sizden çekinir mi? Hayranlarınız yanınıza kolayca gelir mi?
Mesela geçenlerde bizim fırına yeni bir çırak gelmiş. Beni gördü, ilk tepkisi “Abi sesin normal, normal konuşuyorsun” dedi. Ben de “Nasıl konuşmamı bekliyordun lan, ver ekmeği” dedim, güldük. Hayko Cepkin olarak sahne ve gerçek yaşantıyı ayırabiliyorum. Sahnedeki saldırgan herif normal hayattaki Hayko olmak zorunda değil. Korkunç ve saldırgan adam olarak tanıyorlar beni. Sonra sevmeye başlıyorlar. Önyargıyı kırarak devam ediyorum. Zaten önyargı benim çok alışık olduğum bir şey. Hep farklıydım. Bir gözüm düşük yahu! Daha ne olsun. Okulda da farklı ve çok sevilen bir adamdım. İnsanlar farklıysanız sizi ya çok seviyorlar ya nefret ediyorlar.

“Motosikletten sıkılmam”

“İmaj” kelimesini sevmiyorsunuz.
Evet, bir de marjinal kelimesinden nefret ediyorum. Derdim imaj olsaydı ilk albümü çıkardıktan altı ay sonra, tam sarı saçlarla tanınmışken kafamı siyaha boyamazdım. Marjinal olmak gibi bir derdim de yok. Aynada aynı adamı görmekten sıkılıyorum. O yüzden de değiştiriyorum o kadar.

Sıkılmam dediğiniz şeyler var mı?
Sanırım yok. Motosiklet olabilir belki. Motora binmekten hiç sıkılmam, müptelasıyım ama motorumdan sıkılırım. Bu yüzden üç tane motorum var. Bir de “The Crow” filmi. Ondan da sıkılmam çünkü o benim felsefem. O filmi izleyene dek hayatta hiçbir şeye karşı bağlılık hissetmedim. Müziğe ve hayata bakışım, giyim tarzım, saçım, kılığım tipim her şey o filmden sonra şekillendi. O film literatüre “Ölümsüz aşk” diye geçti ama ben aşktan ziyade intikam, kararlılık ve öfkeye takıldım. Bence çok mistik bir hikaye.

Şarkıların resimleri
“Sandık”ın kartonetinde fotoğraf yok. Onun yerine Hayko Cepkin’in eski bir arkadaşı olan Behnan Shabbir imzalı illüstrasyonlar var. Cepkin hazırlık aşamasında Shabbir’e karışmadığını, şarkıları dinleyip hissettiklerini çizmesini istediğini söylüyor. Çizimlerin hepsi şarkılara dair hikayeler anlatıyor. Mesela CD’nin üzerinde, delikten çıkmaya çalışan bir adam çizimi var. CD’yi kaldırdığınız zamansa onun mezarından çıkmaya çalıştığını anlıyorsunuz.

Cepkin: “Benimki imaj değil. Değişiyorum çünkü aynada aynı adamı görmekten sıkılıyorum.”
'Ölümden korkmayan biri olmak istiyorum' Milliyet 27,02,2010 -olumden-korkmayan-biri-olmak-istiyorum--531403
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://hcfan.forum.st
 
'Ölümden korkmayan biri olmak istiyorum' Milliyet 27,02,2010
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 'Sandık'' Açıldı, Ölümden Kaçamazsın Röportaj - HaberTaraf.com / 29.03.2010
» Babam da Metalcidir - Milliyet Gazetesi / 27.04.2010
» İşime karışılmasını hiç sevmem 22.03.2010 - Milliyet/Cadde
» Rock’ın yeni yıldızları belli oldu / Milliyet / 03.04.2010
» İki albüm arasındaki yedi fark - Milliyet Gazetesi / 14.03.2010

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HcFan :: Hayko Cepkin Hakkında :: Medya & Basında Hayko Cepkin-
Buraya geçin: